The English Novel: An Introduction
Engin Sezer
Sayı 17-18: Bahar 2005

İngilizcede ”Introduction” sözcüğü daha çok ”tanışma” ya da ”tanıştırma” anlamlarına gelir. Bu kitap da gerçekten okuyucuyu İngiliz romanı ile belli bir yönden tanıştırmayı amaçlıyor. Bu tanıştırma, bir anlamda, metin ve yazar eleştirisi, bir anlamda da edebiyat tarihi yaklaşımlarını dengeli bir biçimde bir araya getiriyor. Ancak her iki bakımdan da oldukça önemli bir şekilde seçici: Başka bir deyişle kitabın amacı suya sabuna dokunmayan bir temel edebiyat ders kitabı olmak değil.

İngiliz edebiyatçılık geleneğinde, eleştirmen çoğu zaman sağlam bir edebiyat tarihçisidir. Terry Eagleton da öteden beri bu iki özelliği ile öne çıkmıştır. Kendisini, daha çok”Marksist edebiyat teorisi ve bunun uzantıları ile uğraşan bir kültür tarihçisi” olarak tanıyanlar, onun bu yanını gözden kaçırmış olabilirler.

Eagleton çok geniş bir edebi ve kültürel yelpazede çalışırken, çoğu zaman yaklaşımlarında kullandığı dilde ve üslubunda önemli farklılıklar gösterir. Bir uçta kızmış, öfkeli, hırçın ve alaycı bir üslupla giriştiği hesaplaşmalar -örneğin Kuramdan Sonra (After Theory) böyle bir çalışma- bir yanda İngiliz edebiyatçılık geleneğine özgü zekice analitik edebiyat çözümlemeleri arasında gidip gelir. Shakespeare ve The Rape of Clarissa’da olduğu gibi. “İngiliz Romanı” bu ikinci kategoriye giriyor.

Eagleton’un bu kitaptaki organik ya da birleştirici teması”gerçekçilik”, yani realizm. Roman, çoğu kez ileri sürüldüğü gibi gerçekçiliğin bir ürünü müdür? Eğer bu böyle ise, acaba gerçekçilik nedir? Hep söylenegeldiği gibi, edebiyatta realizm, gerçeği, yani gerçekler dünyasının gerçek olgularını olduğu gibi yansıtmak mıdır? Eagleton önce gerçekçiliğin de bir temsil-ya da betimleme (tasvir)-eylemi olduğunu düşünmekle işe başlıyor. Böyle olunca bütün temsil/tasvir işlemlerinin karşılaştığı zorluklar gerçekçilikte de kendini gösterecektir. Kısacası gerçeği bir anlatı ile yansıtmada ayrıcalıklı (imtiyazlı) bir yaklaşım ya da üslup yoktur. Eagleton’a göre, romanlar bize dünyanın nesnel imajları gibi görünen bir şeyler sunar ama okuyucu kesin olarak bilir ki bu nesnel imajlar öznel yollardan gidilerek biçimlendirilmiştir. İnsandan bağımsız olarak var olan nesnel olgular, bir öznel aracının, yani yazarın, seçiciliği ve olguları yeniden sıralayıp düzenlemesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu böyle olunca, Eagleton’a göre anlatıda büyü ve muammanın yerini alması düşünülen gerçekçiliğin kendisi de bunların en iyi örneği olabilir.

İşte buradan giderek, Eagleton’un ve pek çok Marksist edebiyatçının hep savunduğu teze ulaşmak da mümkün: Edebiyat eseri ideolojik yönden nötr, tarafsız, nesnel hatta zararsız bir olgu değildir. İşin bu kadarı Marksist eleştiride zaten hep vardı. Ancak bu kitabın ilginç, ve benim gözümde edebiyat eleştirisi ve tarihçiliği yönünden, başarılı ve yazınsal olarak son derece eğitici olan yanı, Eagleton’un, bu yaklaşımı somut bir biçimde İngiliz roman geleneğinin belli başlı yazarlarına ve bunların eserlerine bire bir uygulayarak yeni, çarpıcı ve işe yarar gözlemler ve değerlendirmeler üretebilmiş olması. Edebiyatçıların hep yaşadıkları bir sıkıntı vardır: Yazarları, türleri, akımları sınıflandırma ya da kümelendirme, bize bir takım önemli genellemeler yapma olanağı sağlarken, bir yanda da yazarın ve eserlerin yaratıcı bireyselliğini, biricikliğini örtüp geçer. Öte yandan bireysel yaratıyı temel alan yaklaşımlar sanatsal ve ideolojik genellemeler yapmayı çok geri planlara atar. Eagleton’un bu kitaptaki başarısı bence bu iki yaklaşım arasında anlamlı bir denge tutturabilmek olmuştur.

Buraya kadarki gözlemlerim bu kitabın, artık kabak tadı veren sıradan bir Marksist roman eleştirisi örneği olduğu izlenimini yaratmasın. Eagleton’un önemle üzerinde durduğu konu, dil, ifade ve bunlarla oluşturulmuş olan üslûp ya da romanın dokusu. Çünkü gerçek ile gerçeğin temsili bu doku aracılığı ile oluyor. Yukarıda değindiğimiz öznel aracı, nesnel olayları bu yolla öznelleştiriyor. Karakterlerin bir nesnel ortamı manipüle etmeye çalışırken, o ortam tarafından nasıl manipüle edildikleri bu yolla biçimlendiriliyor.

“İngiliz Romanı”, yoğun olarak bu dil, yani ifade ve üslup özelliklerini irdeliyor. Ele aldığı her İngiliz romancısının bireysel ve toplumsal kimliğinden ve dönemin ideolojik özelliklerinden yola çıkarak nasıl bir doku geliştirdiğini ve dolayısıyla gerçekçiliği nasıl algılayıp uyguladığını görmeye çalışıyor. İşte bu noktada kitap gerçekçilik üzerine bir çalışma kimliği kazanıyor. Bu bağlamda Eagleton’un göstermeye çalıştığı önemli bir nokta romancıların çeşitli dil ve üslup oyunları ile bir şekilde temsil ettikleri gerçekler dünyasını okuyucuya ne ölçüde saydam, ne ölçüde opak hale getirdikleri, bir aracı olarak yazarın dokuyu ne ölçüde öne çıkardığı ve bu tavırların sanatsal ve ideolojik -yani ahlaksal, dinsel, maddesel vb- arka planları. Örneğin Daniel Defoe”aceleye getirilmiş”, “ağırlıksız” ve”saydam” üslubu ile romanlarına bir röportaj havası vermeye çalışmış. Öte yandan Virginia Woolf mecazi yönü ağır basan bir dille”zengin” bir dokuyu belirgin bir biçimde önümüze koymuş. Burada soru, bu iki yaklaşımın gerçeği nasıl ve ne ölçüde yansıttığı.

Eagleton’un bence hayranlık duyulacak bir yanı sıradan günlük konuşma dilinin kıvraklığı ile en çetin yazınsal kavramları ve bunlar arasında bulduğu çetrefilli ilişkileri apaçık bir biçimde ortaya koyabilmesidir. Onun ifadesinde belirsizlik, kaypaklık, ikirciklilik yokur. Yapılan gözlem ve genellemelerin metinlerdeki nesnel karşılığı ve bu gözlemler aracılığı ile geliştirilen argümanlar son derece saydamdır. Böylelikle, söylediklerine ne ölçüde katılıp katılmayacağınızı, bunları nasıl doğrulayıp yalanlayabileceğinizi çoğu kez anında düşünebilmek mümkün olur. Ayrıca Eagleton’un metin eleştirisine yönelik çalışmalarında, “teori” konularında olduğu gibi ders veren, hatta insanı azarlayan bilgiç havası yoktur. Bence bütün bu özellikleriyle, The English Novel genel olarak edebiyat uzmanı, edebiyat meraklısı ve öğrencisi tarafından kolaylıkla okunup zevk alınacak ve edebiyatçılık sanatının çeşitli düzeylerinde takdir edilecek bir çalışmadır.

Kaynak

Eagleton, Terry. The English Novel: An Introduction. Oxford: Blackwell Publishing, 2005.

esezer@bilkent.edu.tr