Yaşar Kemal’i Baştan Okumak
Leyla Burcu Dündar
Sayı 15: Bahar 2004

Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nün edebiyatımızın önde gelen yazarlarını konu alan seminer dersleri açma düşüncesi, 2004 Bahar döneminde açılan “Yaşar Kemal Semineri” ile hayata geçirilmeye başladı. Bölümümüz öğretim üyelerinden Süha Oğuzertem’in verdiği seminer, Yaşar Kemal’in yapıtlarıyla ilgili çalışmalara ivme kazandırmayı ve araştırmalardaki bazı boşlukları gidermeyi hedefliyordu.

20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli yazarları arasında yer alan Yaşar Kemal’in okurlardan gördüğü geniş ilgiye karşın, hakkında yapılan bilimsel çalışmaların sayı ve nitelikçe sınırlı olduğu biliniyordu. Diğer birçok konu gibi Yaşar Kemal konusunda da önemli kaynak sıkıntıları, bilgi ve araştırma boşlukları vardı. Bu eksikliklerden yola çıkan bölümümüz ve merkezimiz, Yaşar Kemal çalışmalarını özendirmek için 2002 yılında Uluslararası Yaşar Kemal Sempozyumu’nu düzenlemişti. “Yaşar Kemal Semineri” ise bu çalışmaların sürdürülmesini amaçlıyordu.

Tek bir yazarın yapıtlarına odaklanan bir seminerin verilmesi, öğrencilere belli bir konuya uzunca bir süre yoğunlaşabilme ve derinlemesine çözümlemeler yapabilme olanağını sundu. Seminere katılan dokuz doktora öğrencisi, Yaşar Kemal’in yapıtlarını bir bütün olarak okuma, sorgulama ve tartışma şansına sahip oldular; bu avantaj, dönem sonunda ortaya çıkan çalışmaların niteliğine de yansıdı. Seminer süresince Yaşar Kemal’in birçok romanının yanı sıra öykü, oyun, deneme ve röportaj türündeki yapıtları okundu ve tartışıldı. Yazarın ürünleri hakkında yeni sorular üretmeyi ve yeni yaklaşımlar geliştirmeyi amaçlayan seminerin sonunda, Yaşar Kemal’in yapıtları üzerine özgün yorumları içeren dokuz makale ve yapıtlardan bazı bölümlerin yakın okumasını yapan dokuz pasaj analizi ortaya çıktı. Seminerin diğer bir verimi de öğrencilerin yaptıkları kaynak araştırmalarıydı. Dönem boyunca öğrenciler şu konularda araştırma yürüttüler: Mehmet Selim Ergül, “Yaşar Kemal’in soyağacı”; Jale Özata-Dirlikyapan ve Devrim Dirlikyapan, “Yaşar Kemal’in Yaşam Öyküsü”; Reyhan Tutumlu ve Ali Serdar, “Birincil kaynaklar”; Günil Özlem Ayaydın-Cebe ve Yalçın Armağan, “İkincil kaynaklar”; Beyhan Uygun-Aytemiz ve Leylâ Burcu Dündar, “Yazarın Yapıtlarının Çevirileri”.

Seminerde her hafta farklı yapıtlar tartışıldı. Yaşar Kemal’in Üç Anadolu Efsanesi ile Ağrı Dağı Efsanesi'nin tartışıldığı 15 Nisan tarihli seminerin konuğu ise Prof. Öcal Oğuz’du. Prof. Oğuz seminerde bu metinlere halkbilimi açısından nasıl yaklaşılabileceği konusunda aydınlatıcı yorumlar yaptı. 18 Mart tarihli seminerin farkı ise, Yaşar Kemal’in, eşi Ayşe Semiha Baban ile birlikte “kendi semineri”ne konuk olmasıydı. Öğrencilerin önceden birlikte hazırladıkları sorular derste Yaşar Kemal tarafından yanıtlandı. Hazırlanan sorular, Yaşar Kemal’in yapıtlarının oluşumu, yazılma süreci, yapıtlarının çevirileri, yapıtlarına getirilen eleştiriler ve genel olarak Türk edebiyatına ilişkindi. Yaşar Kemal dört saat boyunca bütün soruları yanıtlamaya çalıştı. En ayrıntılı biçimde yanıtladığı sorular, yapıtlarının oluşumuna ilişkindi. Bunlar Yaşar Kemal’in “destansı” yanıtlar verdiği sorular oldu. Örneğin İnce Memed'in dört cilt süreceğini baştan biliyor muydunuz?” sorusu üzerine yazar, ailesindeki eşkıyalardan uzunca söz etti. Ardından İnce Memed in ilk cildini yazdıktan sonra gelen mektuplarda, romanı ne zaman bitireceğinin sorulması üzerine ikinci cildi yazmaya karar verdiğini açıkladı. Yazarın uzun uzun yanıtladığı bir başka soru ise “Sizin ‘efsane’lerinizle geleneksel efsaneler arasındaki farklar nelerdir?” sorusuydu. Yaşar Kemal bu soruyu yanıtlamaya, ağıtlar derlediği dönemlerden söz ederek başladı ve sözlerini “destancılıkla ilgim yok, olamaz da” diye bitirdi. Yapıtlarında çocuklara yetişkin gibi davranıldığı belirlemesinin ardından gelen “bu toplumsal bir özellik mi, yoksa sizin tercihiniz mi?” sorusuna verdiği yanıtta Yaşar Kemal, köyde çocukların büyüklerle birlikte destan dinlediklerini anlattı ve “çocuk edebiyatı” diye bir kategorinin olmaması gerektiğini söyledi. Yazara sorulan son soru, Türk edebiyatının dünyadaki konumu üzerineydi. Dünyada kendisi dahil olmak üzere Türk edebiyatının yeri olmadığını söyleyen yazar, “bir iki çiçekle yaz gelmez” dedi. Yaşar Kemal’in seminerin konuğu olmasından bir süre sonra Birgün gazetesi, Can Gazalcı’nın hazırladığı “Yaşar Kemal Bilkent’te Ders Oldu” başlıklı eğitim haberine yer verdi. Haberde Yaşar Kemal’le derste çekilen bir fotoğraf ve Süha Oğuzertem’le yapılan söyleşi yer aldı (17 Nisan 2004, s.15).

20 Mayıs 2004 günü Yaşar Kemal’le Ankara’da ikinci bir buluşma gerçekleşti. Bu buluşmada, seminer süresince yürütülen araştırma projeleri yazar ve eşiyle paylaşıldı. Yaşam öyküsü, yapıtlarının yayımlanma süreci ve çevirileri gibi konularda yapılan araştırmalar için bazı noktalarda yardımı istenen Yaşar Kemal ve eşi Ayşe Semiha Baban çalışmalara desteklerini sürdürdüler. “Yaşar Kemal Semineri” kapsamında yazılan makalelerin ve yapılan kaynak araştırmalarının yakında yayımlanması bekleniyor.

lbdundar@bilkent.edu.t