“Edebiyat İlmi ve Problemleri” Sempozyumu Gazi Üniversitesi’nde Yapıldı
Meral Demiryürek*
Sayı 13: Güz 2003

Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından 23-25 Eylül 2003 tarihlerinde “Edebiyat İlmi ve Problemleri” başlıklı bilimsel bir etkinlik gerçekleştirildi. Koordinatörlüğünü Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şerif Aktaş’ın üstlendiği bu etkinlik, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan ve Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdiresi Prof. Dr. Yadigâr İzmirli’nin katkı ve teşvikiyle gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Şerif Aktaş, etkinliğin konusunun neden “Edebiyat İlmi ve Problemleri” şeklinde belirlendiğini açılış konuşmasında şu sözlerle dile getirdi: “Türk dili ve edebiyatı bölümlerinin görevi ilim yapmaktır. Bu ilim, yaklaşan istasyonda zaman treninin bazı yerlerde müjdesini daha önceden gönderdiği edebiyat ilmidir. Öyleyse biz edebiyat ilmi üzerinde durmak zorundayız. İşte bu toplantıda edebiyat ilminin problemlerini tartışmak ve böyle ilim olur mu, olursa nasıl olur? Edebiyat ile felsefe arasındaki ilişkiler nelerdir? Bunlar üzerinde durmak arzusundayız”. Daha sonra konuşan Prof. Dr. Yadigâr İzmirli ise sosyal bilimlerin tarihçesi üzerinde durduktan sonra, ülkemizde her alanda metodoloji arayışının sürdüğünü, bu çalışmalara katkı sağlamak amacıyla edebiyat ilmini konu alan bu etkinliği gerçekleştirdiklerini, benzeri çalışmaların artarak devam edeceğini belirtti. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan da konuşmasında üniversitelerin ne, nasıl, niçin sorularını sormadan üniversite olamayacağını, bu nedenle Gazi Üniversitesi’nin araştıran, sorgulayan öğrenciler yetiştirmek istediğini söyleyerek bilimin hemen sonuç vermediğini, uzun araştırmalar gerektirdiğini kaydetti.

Açılış töreni ve konuşmaların ardından toplam beş oturumdan oluşan etkinliğin birinci oturumuna geçildi. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’un yaptığı birinci oturumda ilk konuşmacı Prof. Talât Halman’dı. Prof. Halman, “Türkiye’de Eleştiri ve Özgün Kuramlar” başlıklı konuşmasına kendi yazdığı bir şiirle başlayarak kuramlar konusunda Avrupa’dan ve ABD’den yenilik adına ne bulursa Türk edebiyatına aktaran akademisyen ve edebiyatçıları eleştirdi. Halman, bu sağlıksız oluşumun özgün kuramlar yaratılmasıyla aşılabileceğini vurguladı.

İkinci konuşmacı olan Prof. Dr. Şerif Aktaş ise “Edebî Metin Üzerine” başlıklı konuşmasında, sosyal bilimler içinde edebiyatın nereye yerleştirileceği, edebiyat malzemesinin terkibî yapılanması ve dilin iletişim işlevi açısından edebiyat teorileri üzerinde durdu. Bilimleri “tabiat ilimleri” ve “insan ilimleri” olarak iki grupta ele alan Prof. Aktaş, edebî metin incelemelerinin “ilim olma yolunda” ilerlediğini belirtti.

Sempozyumun felsefe ağırlıklı olan ikinci oturumuna Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay başkanlık yaptı. İlk konuşmayı yapan Prof. Dr. Ahmet İnam, edebiyat alanında yapılan ya da yapılabilecek olan araştırmaların bir değerlendirmesini içeren “Edebiyata Bakışta İlmin ve Yorumun Yeri” başlıklı konuşmasını sundu. Daha sonra söz alan Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, “İdeoloji, Yorum ve Edebiyat” başlıklı konuşmasında bu kavramları ayrı ayrı ele aldı. Dr. Tahsin Görgün ise “Dilbilim, Dil Felsefesi ve Belâgat Üzerine” başlıklı bildirisinde Sabahattin Eyuboğlu’nun “Her dava eski bir davanın tefsiri olmuştur” şeklindeki saptamasından yola çıkarak bildirisinin başlığındaki konular üzerinde durdu.

Etkinliğin ikinci gününün sabah oturumuna Prof. Talât Halman başkanlık yaptı. İlk konuşmacı olan Prof. Dr. Ömer Naci Soykan, “Edebî Metin İncelemesinde Yorumbilimsel, Dilbilimsel Yöntemlerin Bir Birliği Denemesi” başlıklı konuşmasında hermenötik yöntem ile linguistik yöntemin metin incelemesinde birlikte kullanılabilirliği üzerinde durarak bu yaklaşımı çeşitli şiir yorumlarıyla örneklendirdi. Oturumun ikinci konuşmacısı olan Hilmi Yavuz, “Şiir-Tarih-Kuram” başlıklı konuşmasında bu üç alanı tek bir bağlamda toplayarak bu bağlamın “söylem” olduğu üzerinde durdu. Konuşmasında Türk ve dünya edebiyatından seçtiği örneklere de yer veren Yavuz, “söylem farklılaşması”nın “uygarlıklar farklılaşması”, “uygarlıklar farklılaşması”nın da “söylemler farklılaşması” üzerine inşa edilebileceğini belirtti. Daha sonra konuşan Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay, “Tefsir ve Hermenötik” başlığı altında bu kavramlar üzerinde durarak sözü edilen yaklaşımların tarihçeleri hakkında bilgi verdi.

“Edebiyat İlmi ve Problemleri” sempozyumunun Prof. Dr. Ahmet Mermer’in yönettiği dördüncü oturumunun konuşmacıları Prof. Dr. Naci Bostancı ve Yrd. Doç. Dr. Kayahan Özgül’dü. Prof. Bostancı, “Kitle İletişim Araçları ve Edebiyat” başlıklı konuşmasında edebiyat ve iletişim araçları arasındaki ilişkileri popüler kitaplar ve günlük hayattan ilginç örneklerle yorumladı. Kayahan Özgül ise “Sanattan Bilime Edebiyat” başlıklı konuşmasında edebiyatın bir bilim mi yoksa sanat mı olduğu, yoksa bilim-ilim ayrımı yaparak edebiyatı ilim çerçevesi içinde değerlendirmenin mi daha doğru olacağı konusunda bir tartışma yürüttü.

Sempozyumun 25 Eylül 2003 günü yapılan son oturumu Doç. Dr. Kâzım Sarıkavak tarafından yönetildi. Bu oturumda daha çok, metin incelemesinin çeşitli sorunlarına odaklanıldı. İlk konuşmacı olan Yrd. Doç. Dr. Süha Oğuzertem, “Psikanalitik Eleştiri ve Tanpınar’ın Metinleri” başlıklı konuşmasında psikanaliz ve edebiyat arasında kurulan ilişkide bazı yanlış anlamalar, psikanalitik edebiyat eleştirisinde rastlanan ve edebiyat eleştirisi açısından verimsiz sonuçlar doğuran yaklaşımlar, verimli sonuçlar doğurabilecek yaklaşımlar ve Tanpınar metinlerine psikanalitik bir yaklaşım geliştirilirken sorulabilecek sorular üzerinde durdu. Prof. Dr. Ahmet Mermer ise “Belâgat Çevresinde Metin İncelemesi” konulu konuşmasında “Sözün fasih ve açık seçik olması” anlamına gelen “belâgat”in terim olarak “meleke” ve “ilim” anlamlarını taşıdığını belirterek belâgat kitaplarına genel bir bakıştan sonra belâgatin ne olduğu ve günümüzdeki yöntemlerle belâgat kitaplarının karşılaştırılması üzerinde durdu ve belâgatin daha çok edebiyat cephesi hakkında bilgi verdi.

Oturumun son konuşmacısı olan Prof. Dr. Muhsin Macit ise “Metinlerarası İlişkiler Çerçevesinde Gelenek” konulu konuşmasında, en köklü devrimlerin yaşandığı toplumlarda bile geleneğin izlerinin büsbütün silinemediğini, ama kültür şoku yaşayan toplumlarda gelenek bilincinin zayıfladığını belirtti. Prof. Macit, 15. yüzyıl sonunda yaşayan Necâtî’nin bir gazeli ile 17. yüzyılda yaşamış olan Köroğlu’ya ait bir şiiri karşılaştırarak ortak yönlerinin çokluğunu gösterdi ve her metnin daha önce yazılmış metinlerin alanında yer aldığı, hiçbir metnin daha önceki metinlerden tümüyle bağımsız olamadığı sonucuna vardı.

Etkinliğin koordinatörü olan Prof. Dr. Şerif Aktaş, kapanış konuşmasında katılımcılara teşekkür ederek edebiyat biliminin sorunlarını konu alan bu etkinliğin birçok bakımdan ufuk açıcı olduğunu belirtti ve bildiri metinlerinin bir kitapta toplanacağını söyledi. “Edebiyat İlmi ve Problemleri” sempozyumu, çeşitli disiplinlerden olan çalışmaların bir araya toplanması ve konuşmacılara süre sınırlaması getirilmemesiyle de dikkat çekti. Farklı üniversitelerden toplam 13 konuşmacının katıldığı etkinliğe ilgi yoğun oldu. Bu ilginin göstergelerinden biri, oturumları izleyen soru-cevap bölümlerinin hararetli fikir alışverişlerine sahne olmasıydı.

*Meral Demiryürek, Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doktora öğrencisidir. Yazara şu adresten ulaşılabilir: mdemiryurek2000@yahoo.com