Nüzhet Erman Şiir Ödülü Kemal Varol’un
Sayı 12: Bahar 2003

Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü yüksek lisans öğrencilerinden Kemal Varol, Yas Yüzükleri adlı şiir kitabıyla (İstanbul: Avesta Yayınları, 2001) bu yıl altıncı kez verilen Nüzhet Erman Şiir Ödülü’ne lâyık görüldü. Kültür Bakanlığı’nın şair vali Nüzhet Erman’ın anısına düzenlediği yarışmayı kazanan Varol’a ödülünü 28 Nisan 2003 günü düzenlenen törende Kültür Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen verdi. Nüzhet Erman’ın kızı Filiz Erman ve arkadaşı Özer Yılmaz’ın da katıldığı ödül töreninde Kemal Varol, kitabından seçtiği bir şiiri okudu. Kemal Varol’u başarısı nedeniyle kutluyor, Yas Yüzükleri’nden bir şiiri okuyucularımızla paylaşıyoruz.

gözlerim uzak yollarda heves

n. gürbilek ve y. varol’a

canıma değen her sözden kara seyyâh ağrısıyla geçerim
uzun bir sıkıntı işte her akşam gidip geldiğim
oysa yataklardan geçerdim ben
hepaynıhikâyeyianlatankadınlardan
koynumda yıkanmış ırmaklar taht kurar
uzanıp üzgün aynalardan bakardım kendime:
evin küçük oğluymuşum bir zaman
bundanmış sokağa ve aşka çıkarılınca huysuzlanışım
bundanmış ve anlamam gerekmiyormuş:
şehrin alnında açılan ışıklar
kimlerin çocukluğuna değer
hangi nefsle aklanır ayrılığı hüner gibi yaşayanlar
bundanmış ve hep büyük konuşmak gerekmiş:
herkes gider ve düş evlerin küçük oğluna düşer

kapanır kapılar yüzüme, kaç yıl daha sabır kalırım
ince bahçeler, taş avlulardan geçer
ıssız kayalıklarda kötü sır kalırım
kendine enkaz insanlar bir tembih gibi bakar
unuturum çıkacağım sokakları, ömrümün tamamıdır bu
onca sözden, zamandan yadigârım,
bilmem kime kalırım..
soramam: eskiden dindiğim sarnıçlar neden şimdi kin
neden göğsümde bentlerden onca gürûh
soramam, kendime tanıdığım mehil biter
hangi gönle düşsem kapan dolanır ayaklarıma
çünkü ne kadar öpülse yine de kanar bazı yazgılar
bundanmış ve hep yemin konuşmak gerekmiş:
herkes gider ve yas evlerin küçük oğluna düşer

bir şarkı ağlar kahvelerde, her yaraya susarım
taşrada sıkıntıyla söylenince bazı sözler
patikalarda bırakırım canımın her yükünü, eve dönerim
kirpiklerimde pusu, kalbimde mushaf,
avuçlarımda eylül
kırılmış bir güz ayazı kime dönerim..
durmadan incinir çözülen saçlarda serinleyen elim
adım kötüye çıkar korkusuyla yaşanır akşamlar
nasıl unuturum çok önce kanımda yanan ateşi
acz içinde kalır esenliğim, ay ağlar pencerelerde
odalar bir pazar’a açarken perdelerini
gözlerim o uzak yollarda hep erken heves
bundanmış ve hep eczâ çıkarmış çağıltımın son kelâmı:
herkes gider ve evlerin küçük oğlu anneye kilit düşer