Türk Edebiyatına Kalıcı Katkıların Dergisi: Hece
Bilgen Aydın
Sayı 10: Güz 2002
Ankara'da yayımlanan ve Türkiye'de edebiyat dergiciliğini yüksek standartlarda sürdüren dergiler arasında ilk akla gelenlerden biri olan Hece'nin ilk sayısı Ocak 1997'de yayımlandı. Ekim 2002'de yetmişinci sayısına ulaşan Hece dergisinin yayın yönetmenliğini Hüseyin Su, yazı işleri müdürlüğünü ise İbrahim Çelik yürütüyor. Kendisiyle yaptığımız görüşmede derginin altı aylık bir hazırlık aşamasından sonra yayına başladığını söyleyen Hüseyin Su, "Daha en baştan, Hece dergisinin olabildiğince kuşatıcı bir dergi olmasını istiyor ve düşünüyorduk" diyor. Su, derginin yayın politikasını şöyle özetliyor: "Türk edebiyatının dününü, yani birikimini, bugünkü durumunu, sorunlarını ve geleceğini düşünebilen bir dergi yayımlamak ve 'Türk edebiyatı' genel başlığı altındaki bir toplama elimizden gelen en iyi katkıyı yapmak".

İlk sayısından bu yana her ay en az 96 sayfa olarak yayımlanan Hece dergisinin her sayısında şiir, öykü ve denemenin yanı sıra eleştirilere, çevirilere, kitap tanıtımlarına ve zaman zaman da çevriyazılara yer veriliyor. Hemen her sayısına en az 35-40 yazarın imza attığı Hece dergisinin bugüne kadar çıkan yetmiş sayısında yaklaşık 550 ismin ürünleri yer almış. Çeşitli türlerdeki yazılarıyla dergiye düzenli olarak katkıda bulunan Hasan Aycın, Ertuğrul Aydın, Mustafa Aydoğan, Erdal Çakır, Mehmet Can Doğan, Ömer Faruk Ergezen, Ömer Erinç, Mesut Güzelce, Abdurrahim Karadeniz, İsmail Kılıçarslan, Turan Koç, Ömer Lekesiz, Mustafa Muharrem, Esver Ölüç, Osman Özbahçe, Süleyman Sahra, Hüseyin Su, Cemal Şakar, Necip Tosun ve Faruk Uysal'ın aynı zamanda derginin çekirdek kadrosunu oluşturduğu söylenebilir. Bu kadronun katkılarıyla pek çok dosya ve özel sayı hazırlayan Hece dergisi, Hüseyin Su'nun sözleriyle, "Türk edebiyatının bugününü ve yarınını oluşturmaya kendince bir katkıda bulunma" misyonunu başarıyla yerine getirmekle kalmıyor, bu mütevazı sözlerle ifade edilen hedefin ötesine geçiyor.

Hece dergisinde "Hece Taşları" genel başlığı altında yayımlanan dosyalardan dördü, aramızdan ayrılan şair ve yazarların ardından hazırlanmış. "Kadın Öykücüler", "Şeyh Galip" ve "Mustafa Kutlu" başlığını taşıyan dosyaların yanı sıra "Hece Kültürevi Etkinlikleri" bağlamında düzenlenen etkinliklerde yapılan konuşma ve tartışmaların metinleri de birer dosya hâlinde yayımlanmış.

Hece dergisinin edebiyatımıza olan katkısı son iki yıldır yayımladığı özel sayılarla yepyeni bir boyuta taşınmış durumda. Hece'nin "Türk Öykücülüğü", "Türk Şiiri", "Ahmet Hamdi Tanpınar" ve "Türk Romanı" özel sayıları, edebiyatımızda kaynakların saptanması ve kalıcılaştırılması konusundaki boşluğu doldurarak çok önemli bir görevi yerine getiriyor.

Hece dergisinin yayımladığı ilk özel sayı olan "Türk Öykücülüğü Özel Sayısı"nın (46/47 [Ekim-Kasım 2000]) alt bölümleri, "Dünden Bugüne", "Öncü Birikimler", "Öykü Soruşturması", "Öyküler" ve "Öykü Yayıncılığı" başlıklarından oluşuyor. "Öykümüzün temel sorunlarına, yönelişlerine, tarihsel köklerine, diğer edebî türlerle karşılıklı etkileşimlerine ve ilişkilerine, bir tür olarak öykünün kendi doğasına ilişkin özelliklerine ışık tutmayı amaçlayan" (3) bu özel sayı, Türk öykücülüğünün öncüleri kabul edilen Ömer Seyfettin, Memduh Şevket Esendal, Sabahattin Ali ve Sait Faik Abasıyanık'tan Mustafa Kutlu ve Müge İplikçi'ye uzanan süreçte Türk öykücülüğünün hikâyesini sunuyor.

"Türk şiirinin iki binli yıllarda bir bilânçosunun alınması" düşüncesinden doğan "Türk Şiiri Özel Sayısı" ise (53/54/55 [Mayıs-Haziran-Temmuz 2001]) şu soruları yanıtlamaya çalışıyor: "Türk şiiri, tarihsel serüveni içinde ve bu serüvenin bugün ulaştığı yerde, bu zorunluluğun ve sorumluluğun üstesinden ne derece gelebildi? Hayatımızın bütün alanlarında şiiriyeti ne derece egemen kılabildi? Hayatımız, sanatımız, dilimiz, dinimiz, tarihimiz, kültürümüz; uygarlığımız, şiiriyetini kaybettiğinde neler oldu?" (4). Bu özel sayının "Tarihsel Süreç", "Öncü Birikimler" "Şiir Sorunları", "Şiir Soruşturması", "Şiirler", "Şiir Kaynakçası" ana bölümlerinde Türk şiirinin serüvenini izlemek olanaklı.

Hece'nin "Ahmet Hamdi Tanpınar Özel Sayısı" (61 [Ocak 2002]), yer verilen 19 makale ile son dönemde âdeta yeniden keşfedilen Ahmet Hamdi Tanpınar'ın edebî kişiliğine ve yapıtlarına ışık tutuyor.

Hece dergisinin yayımladığı son özel sayı da diğerleri gibi zengin bir içeriğe sahip olan "Türk Romanı Özel Sayısı" (65/66/67 [Mayıs-Haziran-Temmuz 2002]). Bu özel sayı ile "yüz elli yıllık roman serüvenimize bakabilmek için gerek duyulan o 'yüksek tepe'yi kurmayı" amaçladıklarını vurgulayan Hece kadrosu, bu sayıda "Türk romanını[n] tarih, teknik, tema ve türler yönünden ayrıntılı bir biçimde" (5) incelendiğini belirtiyor. "Türk Romanı Özel Sayısı"nın kapsamında 63 makale ile soruşturmaya verilen 29 yanıtın yanı sıra birçok romancı, eleştirmen ve akademisyenin görüşleri yer alıyor.

"Türk Romanı Özel Sayısı"nın en dikkate değer katkılarından biri, Ertuğrul Aydın'ın "1872-2002 Yılları Arasında Yazılan Türk Romanları Bibliyografyası" başlıklı çalışması (816-41). Bölümümüzün öğrencilerinden Seçkin Sevim, bu bibliyografyaya dayanarak yaptığı çalışma sonucunda Türk romanının 130 yıllık serüvenine ilişkin çarpıcı sayısal verilere ulaştı. Bu verilere göre, 1872-2002 yılları arasında Türkçede yaklaşık 2600 roman yayımlanmış, yaklaşık olarak 800'ü erkek, 150'si kadın olmak üzere bine yakın romancı eser vermiş. Romanlar, yayım tarihlerine göre 10 yıllık dönemlere ayrıldığında da ilginç sonuçlarla karşılaşılmakta. Yayımlanan roman sayısındaki en köklü artış, Cumhuriyet'in ilk döneminde yaşanmış. 1921-1930 yılları arasında yayımlanan roman sayısında, bir önceki on yıllık döneme göre, yüzde 500'lere varan bir artış gözlemlenmekte. Ayrıca, Türk romanının 130 yıllık serüveni boyunca en fazla romanın 12 Eylül 1980 sonrası dönemi kapsayan 1981-1990 yılları arasında yayımlandığını görüyoruz (yaklaşık 550 roman). Diğer yandan, 1991-2002 yılları arasında yayımlanan roman sayısında bir önceki on yıla göre yaşanan yüzde 30'luk azalma, bu dönemde yazılı kültürün görsel kültür karşısında gerilemesinin anlamlı bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

Kendisiyle yaptığımız görüşmede "Her özel sayımızı bir önceki özel sayımızın gerisine düşmemek dikkati ve titizliği ile hazırlıyoruz; bundan sonraki özel sayılarımızda da aynı dikkat ve titizliği göstereceğiz" diyen Hüseyin Su, Ocak 2003'te "Bir Uygarlık Tasarımı Olarak Diriliş", Mayıs 2003'te ise "Eleştiri Özel Sayısı" yayımlamak üzere çalışmalarını sürdürdüklerini belirtiyor.

Edebiyatla gerek amatör, gerek profesyonel olarak ilgilenen herkes için önemli bir başvuru kaynağı hâline gelen Hece dergisinin bugüne kadar sunduğu ve ilerde sunacağı özel sayılarla Türk edebiyatında uzun soluklu, kalıcı bir yer edinmeyi hedeflediği ortaya çıkıyor. Ortalama 3 bin tiraja ulaşan derginin Türkiye'nin mevcut koşullarında belli bir istikrarı yakaladığı ve bulunduğu zemini yavaş yavaş sağlamlaştırdığı söylenebilir.

Bilgen Aydın