Eser Gürson'dan Öğrenmek
Reyhan Tutumlu
Sayı 10: Güz 2002
Türkiye'de bilimsel ve nesnel eleştiri anlayışının gelişmesine önemli katkılarda bulunan 1960 kuşağı eleştirmenlerinden Eser Gürson'u 21 Temmuz 2002 tarihinde bir trafik kazası sonucu kaybettik.

1941 yılında Kastamonu'da doğan Eser Gürson, 1964'te Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Üniversiteyi Milli Savunma Bakanlığı'nın bursuyla okuduğu için 1964-1978 yılları arasında "askerî öğretmen" unvanıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı olarak çeşitli görevlerde çalıştı. Emekli olduktan sonra 1982 yılında Ankara Kalesi'nin eteklerinde bir antikacı dükkânı işletti. Eser Gürson, 1992 yılında öğretmenlik yaşamına geri döndü. TED Ankara Koleji ve ODTÜ Koleji'nde öğretmenlik yapan Gürson, 1996 yılından beri Bilkent Üniversitesi'nde Türkçe okutmanı olarak çalışıyordu.

Öğrencilik yıllarında eleştiri yazıları yazmaya başlayan Eser Gürson, ilk yazısını 1963 yılında Dönem dergisinde yayımladı. Daha sonra Alan 67, Devinim 60, Evrim, Oluşum, Somut, Yeditepe gibi edebiyat dergilerinde çeşitli yazıları yer aldı. Evrim dergisinin 16 Mart 1964 tarihli sayısında Eser Gürson'la birlikte Halûk Aker, Rahmi Akseki, Ataol Behramoğlu, Erhan Etiker, Abdullah Nefes, İsmet Özel ve Semih Tezcan, "Doğuş Bildirisi" başlığı altında, dönemin edebiyat ortamını eleştirerek Ankaralı genç kuşak sanatçılar olarak daha üretken ve bilinçli bir edebiyat ortamı yaratacaklarını duyurdular. Gürson, bu bildirideki düşüncelerini, yaptığı çalışmalar ve yazdığı yazılarla sürdürdü. Türkiye'de eleştirinin gelişmesini, bilimsel ve nesnel eleştiri geleneğinin yerleşmesini istiyordu. Gürson, 17 Ocak 1967 tarihinde Hüseyin Cöntürk'e yazdığı mektupta bazı arkadaşlarıyla birlikte "Eleştirmenler Derneği" kurma düşüncesinde olduğunu, bu derneğin neler yapması gerektiğini anlatıyordu.

Yazılarını daha çok 1963-1967 tarihleri arasında yazan Gürson, sonra uzun bir süre edebiyat ortamından uzak kaldı. 1979'da yayımlanan "Edebiyat Pazarı" adlı yazısında, yazmaktan neden uzaklaştığını edebiyat dünyasını eleştirirerek ortaya koydu. Eser Gürson'un yazılarının Edebiyattan Yana adıyla Şubat 2001'de Yapı Kredi Yayınları tarafından basılması ve bu kitabın gördüğü ilgi, çalışmalarına yeniden başlaması için Gürson'a şevk verdi. (Burcu Karahan'ın bu kitabı tanıtan yazısını Kanat'ın altıncı sayısında [Bahar 2001] okuyabilirsiniz.) Gürson, uzun bir aradan sonra, geçtiğimiz iki yıl içinde Atlılar dergisi ve Cumhuriyet-Kitap'ta bazı yazılar yayımladı.

Eser Gürson'un ölümünden sonra yakın dostu Hüseyin Cöntürk'le yaptığım görüşmede Cöntürk, Eser Gürson'un yeniden büyük bir istekle yazı hayatına döndüğünü, "Edebiyat Pazarı" yazısındaki çizgisini sürdürerek, özellikle metinlere odaklanan eleştiri yazıları yazmayı, Türkçe ve edebiyat eğitimi konusunda çalışmalar yürütmeyi istediğini belirtti.

Yakın dostu Semih Tezcan ise "Geçti Eser" başlıklı anma yazısında (Akşam-lık 14 [9 Ağustos 2002]) Gürson'un Edip Cansever'le tanışmasından sonra antikacılık hevesini içinde taşıdığını belirterek onu daha iyi tanımamızı sağlayacak şu satırlara yer verdi: "Bu işi de titizlikle, dürüstlükle yapıyordu, beğenmediği şeyleri dükkânına sokmazdı. Antikacılığın ona verdiği doyum, müşteriye bir şey satmaktan çok, dükkânına gelenlerle güzellikleri paylaşmaktı sanırım" (11).

Değerli eleştirmen ve öğretmen Eser Gürson'u en verimli çağında, üstelik-aslında hiçbir zaman gerçek anlamda kopmadığı-edebiyata, eleştiriye yeniden dönmüşken yitirmiş olmamız çok acı. Geriye kalan "eser"inden öğreneceğimiz çok şey var.

Reyhan Tutumlu

Bilkent Üniversitesi Türkçe Birimi'ndeki Çalışma Arkadaşlarından

Aykut Dündar: "Meslekî yaşamının bence en olgun, en verimli döneminde ve kendisi için de en elverişli bir kültürel ortamda, Bilkent'te meslekî yaşamını ve kültürel-sanatsal ilişkilerini sürdürürken acı veren bir kaza sonucu aramızdan ayrılışı hepimiz için telâfisi çok güç bir talihsizlik ve kayıptır. Tanrı gani gani rahmet eylesin..."

A. Turan Görgü: "Eser Gürson, yazın alanındaki üretimine uzun süre ara verdikten sonra, son yıllarda çeşitli dergilerdeki yazılarıyla genç edebiyat çevresince de tanınır olmuştu. Edebiyat dünyası "Edebiyattan Yana" değerli bir eleştirmenini yitirdi; biz, özverili, özenli bir çalışma arkadaşımızı..."

Sare Öz: "Eser Gürson, daha nice yazılara imza atmaya kararlıyken aramızdan ayrıldı. Yazıları bugün olduğu gibi gelecek kuşakları da düşündürecek; onlara, sorgulamayı ve edebiyatın değerini öğreterek yeni bir bakış açısı kazandıracaktır. O, okurlarının, çalışma arkadaşlarının gönlünde hep yaşayacaktır".

Ahmet Özer: "Eser Gürson, yazın dünyamızın en sarp alanında, 60'lı yıllarda özgün ürünler vermiş bir eleştirmendi. Toplumsal ve bireysel koşulların değişimiyle bu alanda boy veren yozlaşma, onu yazmanın dışına itti. Türkçe kırlarında gezinmesine karşın, yazın dünyasından uzakta durmayı yeğledi. Edebiyattan Yana adını verdiği ilk ve tek kitabı, yazın dünyasındaki emeğinin bir göstergesidir. Bilkent Üniversitesi'nde verimli çalışmalarımız oldu. Ana dilimize emek verenlerden yana tavrını koydu. Dilimizin yozlaşmasından huzursuzluk duydu. Büyük birikimlerin önünün birden kesilmesi çok acı. Kendisini sevgiyle anıyorum".

Vedat Yazıcı: "Eser Gürson, 60'lı yıllardaki yazınımızın önemli, etkin eleştirmenlerindendir. Yıllar sonra bugün de nesnel eleştiri geleneğinin unutulmayan adı olarak yazınımızdaki yerini aldı. Eleştiri yazınımızın çorak ikliminde ne yazık ki eleştirmen yetiştiremiyoruz. Haziran'daki ortak çalışmamız sırasında yazması gerektiğini söylemiştim. O da 'Kafamda birçok konu var. Yazacağım" demişti; yazgısı bırakmadı. Onu çok erken yitirdik. Okuyan, sürekli yazını izleyen, tartışan, birikimli bir arkadaşımızdı. Türkçe Birimi olarak onun titiz, çalışkan "muhalif" kimliğine çok gereksinim duyacağız. Yerin ışıklı olsun değerli arkadaşım, Eser Gürson".

* Eser Gürson, Türkçe Birimi'nin 18 Kasım 2002 Pazartesi günü, Bilkent Üniversitesi, Merkez Kampus, C-Blok Amfi'de saat 15:00'te düzenleyeceği anma toplantısında anılacaktır. Toplantı, tüm edebiyatseverlere açıktır.