KİTAP
Dede Korkut Kitabı’nı Yeniden Okumak
Sayı 7: Güz 2001 
Bamberg Üniversitesi’nde (Almanya) görev yapan Türk dilleri uzmanı Prof. Semih Tezcan ve Hollandalı Türkolog Prof. Hendrik Boeschoten’in birlikte hazırladıkları Dede Korkut Oğuznameleri ile Semih Tezcan’ın yazdığı Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar adlı kitaplar geçtiğimiz aylarda Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. 12 Oğuznameden oluşan ve destandan halk hikâyesine geçişin ürünü sayılan Dede Korkut Kitabı, Türk kültür tarihinin başyapıtlarından biridir. Boeschoten ve Tezcan’ın değerli çalışmaları metin incelemesine yaptıkları katkılarla kültür tarihimizi zenginleştiriyor.

Dede Korkut Oğuznameleri, önceki metin yayınlarından farklı olarak hem Dresden hem de Vatikan yazmalarında bulunan Oğuznameleri içeriyor. Türk dilleri ve Osmanlı Türkçesi uzmanı Dr. Zuhal Kargı Ölmez, metinlerin yayımındaki bu yeni yaklaşımın önemini Cumhuriyet Kitap’ta yayımlanan “Sözden Yazıya” başlıklı yazısında şu sözlerle vurguluyor: “[H]er iki yazmada yer alan Oğuznamelerdeki farklılıklar bir yana, Vatikan yazmasında 6, Dresden yazmasında 12 Oğuznamenin oluşu, bu iki metnin ayrı ayrı yayımlanmasını gerektirmektedir” (589 [31 Mayıs 2001]: 9). Tezcan ve Boeschoten’in Oğuznamelerin dili ile ilgili yorumları önceki yorumlardan önemli farklar içeriyor. Bu farklar, temelde, metinlerin Eski Anadolu Türkçesi fonolojisine uygun olarak okunmasından kaynaklanıyor. Bu yeni yayında çok sayıda okuma yanlışı düzeltilmiş, gerekli görülen yerlerde çıkarma ve eklemelerle metin onarımı yapılmış. Yazmalardaki sözcüklerin özgün yazılışlarına en yakın biçimlerinin aktarılmasına çalışılırken uzman olmayan okuyucular da düşünülerek özel işaretlerin gereksiz kullanımından kaçınılmış. Yazarlar, “neyi nasıl anladı[klarını]” (22) belirtmek amacıyla noktalama işaretlerinin ve büyük harflerin kullanımında Türkiye Türkçesindeki kurallara uymuşlar. Adnan Binyazar’ın da belirttiği gibi, Dede Korkut Oğuznameleri, Tezcan ve Boeschoten’in çabalarıyla “pürüzlerinden arınıyor, okur önüne yalınlıkla çıkıyor” (“Dede Korkut Kitabı”, kitap-lık 48 [Temmuz-Ağustos 2001]: 188).

Dede Korkut metinlerinin yazıya geçiriliş tarihi konusunda hâlâ kesin bir bilgiye ulaşılmış değil. Budunbilim, halkbilim, edebiyat, tarih, toplumbilim gibi birçok bilim dalının inceleme alanına giren Dede Korkut Oğuznamelerinin daha önce Muharrem Ergin ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yapılmış metin yayınları bulunuyor. Şimdi bu metin yayınlarına eleştirel yaklaşımla hazırlanmış bir yenisi ekleniyor. Daha önceki birikimi aşma amacıyla hazırlanan Dede Korkut Oğuznameleri uzun süre tartışılacağa benziyor.

Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar adlı çalışmada ise Semih Tezcan, Oğuznamelerin çevriyazı metinlerini büyüteç altına alarak inceliyor. Bu kitap aynı zamanda Dede Korkut Oğuznameleri ile dizgesel bir bütünlüğe sahip. Tezcan’ın hocası Prof. Dr. Saadet Çağatay’a ithaf ettiği bu kitapta da Dresden ve Vatikan yazmaları ayrı bölümlerde incelenerek okurun metinlere yönelmesi kolaylaştırılıyor. Semih Tezcan’ın kapsamlı çalışmasında, yanlış anlamlandırmalar yüzünden yanlış okunan sözcükler düzeltiliyor. Metinlerde düzeltme yapmakla yetinmeyen yazar, okunamamış sözcükleri anlamlandırarak onlara kişilik kazandırıyor ve bazı yerlere eklemeler yapıyor. Oğuznamelerdeki sözcükleri organik bir bütünün parçaları olarak ele alan Tezcan, metinlerdeki sözcük birimlerinin anlamsal tamamlayıcılıklarını göz ardı etmiyor, etimolojik açıklama ve örneklerle savlarını kanıtlıyor. Yazarın metinlere anlambilimsel, biçimbilimsel, dilbilimsel, kökenbilimsel ve lehçebilimsel açılardan bakabilmesini kavramsal ve anlamsal ayırt edici özelliğe sahip sesbirimlerden yola çıkmasına bağlayabiliriz.

Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar’ın hazırlanışındaki özen, okur ve araştırmacılara birçok noktada kolaylık sağlıyor. Prof. Tezcan, gönderme yaptığı Muharrem Ergin yayınındaki bölümlerin okuyucu tarafından daha kolay bulunabilmesini sağlamak için bir dizelge hazırlamış. Çalışmanın kaynakça bölümünde yaklaşık 260 yayın yer alıyor. Kitap aynı zamanda yazarın üzerinde durduğu, notlarla açıklamalarda bulunduğu sözcük, atasözü ve deyimler ile metin onarımı için yapılan eklemelerin yer aldığı yaklaşık 800 maddeden oluşan bir dizine sahip.

Adnan Binyazar’ın kendisiyle yaptığı ve Cumhuriyet Kitap’ta yayımlanan söyleşide Semih Tezcan’ın Oğuznameler üzerinde yaptığı değerlendirme ve düzeltmeler için “kırk yılda edindiğim bilgiyle, kazandığım deneyimlerle yapabildim” (589 [31 Mayıs 2001]: 4) demesi “birikim”in dil çalışmalarındaki önemini belirtiyor. Ancak Tezcan’ın okunamamış sözcükleri anlamlandırabilmesi ve bazı atlanmış yerlere eklemeler yapabilmesi birikimin tek başına yeterli olmadığını düşündürüyor. Eser Gürson’un Cumhuriyet Kitap’ta yayımlanan “Dede Korkut Üzerine” başlıklı yazısında belirttiği gibi bunda Tezcan’ın “imgelem gücü yüksek yaratıcı”lığının da önemli bir rolü var (589 [31 Mayıs 2001]: 8). Semih Tezcan, çalışmasında Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar’ı hazırlamadaki amacını şöyle açıklıyor: “[A]nlaşılmayan yerleri, gizli yanlışlardan kaynaklanan sorunları çözmeye çalıştım. Çözemediklerim de oldu. Çözülemeyen (ya da benim çözemediğim) sorunların da niçin çözülemez nitelikte olduğunu göstermeye çalıştım. Kuşkusuz yanıldığım da olmuştur. Kimi yerde de çözülmemiş bir sorun söz konusu olmasa bile metnin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak yeni bilgiler ekleyebildiğimi sanıyorum” (15). Mustafa Akbaş’ın da “Bir Anıt Eser” başlıklı yazısında belirttiği gibi “bu alçakgönüllü sözlerin gerisinde özgüvenli bir bilim adamını görmek zor değil” (Cumhuriyet Kitap 589 [31 Mayıs 2001]: 5).

Sonuç olarak, Prof. Semih Tezcan ve Prof. Hendrik Boeschoten’in bugüne kadar aydınlatılamamış birçok konuyu açıklığa kavuşturan özenli çalışmalarının şimdiden Dede Korkut ile ilgili araştırmaları aydınlatabilecek temel başvuru kaynaklarının en ön sırasına yerleştiğini söyleyebiliriz.

Müge Canpolat>